“`html
Heyet Tahrir el-Şam’ın (HTŞ) Yeni Planları ve Suriye’nin Geleceği
Musa Elesad, Heyet Tahrir el-Şam (HTŞ) üyesi olarak, örgütün son dört yıl içerisinde “sahadaki güç dengesini değiştirecek bir karşı saldırı” için hazırlandığını ifade etti. HTŞ, 2024’ün başlarında stratejisini Türkiye’ye iletmişti. Ankara, bu planı onaylamış olsa da harekete geçmek için henüz yeşil ışık yakmamıştı.
Ekim ayı itibarıyla, HTŞ’nin planlarının somutlaşmaya başladığı bildirildi. HTŞ, bir an önce faaliyetlere başlayarak Şam’a ulaşmayı amaçlıyor. Örgüt, Lübnan’daki durumu dikkatle gözlemliyor ve İsrail’in saldırılarının, Esad’ın müttefiki olan Hizbullah birliklerinin Suriye’nin kuzeyine çekilmesine sebep olabileceğini düşünüyor.
Elesad, Türkiye’nin öncelikle çatışmaları önlemeye yönelik adımlar attığını belirtti. Türk yetkililer ise İdlib Gerginliği Azaltma Bölgesi’ni korumak için son ana kadar çaba göstereceklerini açıkladı.
Şam yolunda terk edilmiş askeri araçlar. (Washington Post için)
Dönüm Noktası: 11 Kasım Görüşmeleri
11 Kasım’da gerçekleşen Astana görüşmeleri, olayların seyrini değiştiren bir dönüm noktası haline geldi. Türk yetkililere göre, Türkiye, bu toplantıda Suriye hükümeti ve Rus yetkililere uyarıda bulundu. Türkiye, mevcut durumun sürdürülebilir olmadığını aktardı. Türk yetkili, “Türkiye, rejimi ve destekçilerini uyardı; İdlib’de sivillere yönelik saldırılara devam etmeleri durumunda muhaliflerden güçlü bir reaksiyonla karşılaşacaklarını belirtti.” dedi. Astana görüşmelerinin ardından Türkiye, muhaliflerin planlarını uygulamalarına onay verdi.
26 Kasım’da İsrail ile Hizbullah arasında ateşkesin ilan edilmesiyle HTŞ, Hizbullah birliklerinin Suriye’ye dönmesinden endişe duyarak ertesi gün harekete geçti.
HTŞ’nin müdahalesi, başlangıçta Halep’i ele geçirme gibi daha sınırlı bir hedef taşıyordu. Ancak bu operasyon, HTŞ’yi ve birçok gözlemciyi şaşırtacak şekilde Halep’ten Güney’e, yani Şam’a doğru ilerlemeye başladı.
Türkiye’den Rusya’ya Mesajlar
Batılı kaynaklara göre, Rusya, Türkiye ile sürekli iletişim halindeydi ve HTŞ’nin ilerleyişinin ne anlama geldiğini anlamaya çalışıyordu. Türk yetkililer, Rusya ile yapılan görüşmelerde, Esad’ı desteklemenin anlamsız olduğunu ve HTŞ’ye yönelik saldırıların, gelecekte Suriye’nin liderlerini Rusya’nın düşmanı haline getireceğini vurguladı.
Washington Post’a göre, Esad’ın iktidar gücü, beklenenden çok daha zayıf durumda.
Arap Liderler Durumu Değerlendiriyor
Esad, ülkeyi terk etmeden iki gün önce bazı Arap müttefikleri hala onun yönetiminin devam edebileceği yönünde umut besliyordu. Müttefikler, Türkiye ile iletişime geçerek, Esad’ın tavizler verebileceğini ve bu sayede muhalif operasyonların durdurulabileceğini öne sürdü. Ancak, Türk yetkililer, bir sonraki gün Esad’ın durumu kazandığını düşünmelerinin mümkün olmadığını fark ederek bir Arap Ligi toplantısını ertelediler.
Maaret el Numan’daki bir üste terk edilmiş Suriye ordusu tankının üzerinde bir isyancı. (Washington Post)
İran Suçlu
Son dönemde Esad, İran’ın bölgedeki etkisini azaltmaya çalışarak Tahran’ı kışkırttı. Nihayetinde, İran’dan askeri destek talep ettiğinde çok geçti; çünkü destek yolları kapandı. İran, askerlerini ve diplomatlarını tahliye etmeye başladı.
Esad’ın bir akrabasına ve Rus diplomatına göre, Rusya, İran ve Esad yönetimi, Halep’in düşmesinin ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eyleme geçmeden önce harekâta ara vermesini bekliyordu ama Erdoğan, harekâta destek vererek Şam’ı hedef alacağını açıkladı.
Bir isyancı, Hama kentinde Esad rejiminin düşmesi sonrası ölen askerlerin cesetlerini inceliyor. (The Washington Post)
Halep’in Düşüşü
ABD’li bir yetkilinin bildirdiğine göre, muhalif gruplar ortak bir operasyon düzenlemek için uzlaştı ve her grup çatışmacılarını gönderdi. En yoğun çatışmalar Halep’in çevresindeki savunma hatlarında yaşandı. HTŞ komutanı Abu Abdulrahman, “İlk aşamada en deneyimli savaşçılarımızı kaybettik,” dedi. Ancak, söz konusu cephenin aşılmasıyla rejim güçleri geri çekilmeye başladı ve Halep, birer birer kaybedilmeye başlandı.
Halep’in düşmesiyle muhalifler, Esad’ın aile üyeleri ile irtibata geçerek rejimden ayrılmalarını sağlamaya çalıştılar. HTŞ üyesi Abu Ziad’a göre, Halep alındıktan sonra Rus hava akınları büyük ölçüde azaldı, bu sayede ilerleme hızlandı. Esad’ın bir akrabasına göre, Hama’daki Zeyn al-Abidin Dağı’nda direniş gösterildi ve bazı rejim askerleri teslim olmayı reddetti. Bu durum, ordunun geri çekilmesine yönelik kafa karışıklığı yarattı. Ancak dağ düştüğünde Hama da kaybedildi ve muhalifler Humus’a yönelmeye başladı.
2020’de öldürülen İran Devrim Muhafızları Ordu Kudüs Gücü Komutanı Tümgeneral Kasım Süleymani’nin, Zeyn al-Abidin Dağı’ndaki türbenin önündeki görüntüsü. (Washington Post)
“Bu Kadar Hızlı Olacağını Beklemiyorduk”
Ahrar el-Şam komutanlarından Ahmed el-Dalati, rejimin zayıf olduğunu biliyorlardı, ancak Esad ordusunun bu kadar çabuk dağılmasını beklemediklerini vurguladı. Şam’da elde edilen belgelere göre, rejim cezaevleri, ordudan kaçanlarla dolup taşmaktaydı ve çatışmalarda ölen askerlerin kayıtları kalın dosyalarda yer alıyordu.
HTŞ komutanı Abu Abdulrahman, “Humus’a geldiğimizde rejimin Şam’a doğru kaçtığını görmek bizim için sürpriz oldu. Şam’daki rejim birlikleri oldukça dağınıktı; polislere karargahlarında kalmaları ve cephelerini korumaları söylenmişti. Ancak daha sonra yeni bir talimat geldi; kaçmaları emredildi.” dedi. Birçok polis memuru, “Zaten evlerimize döndük, gelecekte olacak olan her şey herkesin gözleri önündeydi,” şeklinde ifade etti.
Militanlar, Şam’da Esad rejiminin çöküşünü kutluyor. (Washington Post)
Esad’ın Kaçışı ve İhanet
Esad, Şam’ın düşmesinden 48 saat önce, ailesi ve üst düzey görevli yetkililerle birlikte normal bir tutum sergiliyordu. Rejim, bazı kaynaklara göre, Türkiye ve Rusya arasında bir stratejik anlaşmanın olacağını düşünüyor ve bu durumun Rusya ve İran’ın desteğinin geleceği beklentisi içindeydi. Esad, diğerlerine hiçbir sorun olmadığını söylerken, ailesine bile haber vermeden kaçmaya hazırlanıyordu.
Zeyn al-Abidin Dağı yakınlarında bir Suriye askerinin cesedi. (Washington Post)
Mahir Esad’ın Şaşkınlığı
Esad’ın kardeşi Mahir Esad, Genelkurmay’ın askerlere geri çekilmenin emrini vermesinin ardından şaşırmıştı. Mahir, önceki geri çekilmelerin başkentte savaş hazırlığı olduğunu düşünüyordu. “Emirlere uymayın,” dedi, ancak geri dönüş emri almış personel, “Geç kaldık, zaten uydurduk.” yanıtını verdi.
Esad’a Açıkça İhanet Suçlaması
Esad’ın sarayında güvenlikten sorumlu olan general, “Esad’ı terk etmeyeceğim,” diyerek bölgeye gelmişti, ancak çoktan kaçmıştı. Esad’ın akrabaları, korumalarıyla birlikte Esad’ın kaçışını böyle öğrendiler; hiçbir yetkili rejim liderinin ülkeyi terk ettiğinden haberdar değildi. Esad’ın akrabalarından biri, “Herkes Esad tarafından ihanete uğradığını düşünüyor,” dedi.
“`